Cuma, Eylül 28, 2012

Yalçın Doğan - Balyoz Denizlere Mi İndi?

Yılmaz Özdil - Yol Haritası

Çarşamba, Eylül 26, 2012

Balyoz İndi

Askerlere neredeyse müebbet verdiler…


Adamları-kadınları domuz bağı yapıp öldüren Hizbullahçılar dışarıda, Sivasta adam yakanlar dışarıda, PKK’ lılar dışarıda, 12 Eylül’ cüler ve yandaşı gazeteci ve bürokratları (çoğu şimdi bakan veya AKP yandaşıdır) dışarıda, buna karşın 2003 yılında olmayan yazı tipi ile yazıldığı iddia edilen belgelerle, TRT’ ye denizin altında dalgıç kıyafetiyle belgesel çektiği sıralarda laptopuna darbe fişlemeleri yazdığı gibi saçmalıklarla suçlanan askerlere 20 yıl ceza…

İşte bu yüzden, işte bu heriflerin gizli emelleri olduğundan emin olduğum için (aslında sadece Zaman adlı gazete parçasının yıllarca her gün 100 binlerce kişiye elden ve bedava teslim edilmesi bile bir gizli emelin varlığının ispatıdır) bu adi heriflerden dünyada hiçbir şeyden, hiçbir kimseden nefret etmediğim kadar nefret ediyorum…

Ulan bari, bir savunmaları dinleseydin, bu CD’ leri incelemeye gönderseydin. Nasıl olur bu tarihte bu yazı tipi ile yazılmış dosya olur diye düşünseydin… 2006 – 2009 yıllarında verilmiş sokak isimleri 2003 yılında bu planlarda yer alır diye azcık süphe duysaydın… Bunları yapsaydın adam olurdun…. Şimdi ne mi oldun, yalaka, yalancı, düzenbaz ve benim gözümde vatan haini oldun. Bu hakim ve savcıların cezası daha ağır diyeceğim de, sonuç şudur; Müslüman olabilirler ama vicdan sahibi asla…

Suçları varmış yokmuş.. Bunlar teferruat... Asıl oyun başka, asıl dertlendiğimiz olay başka...

Adam boğazlayıp toprağa gömen Hizbullahçılar dışarıya bilerek bırakıldıkları gün ortadan kayboldular. Sivas' ta katliam yapanlar yakalandı, salıverildi... Pardon dendi ama iş işten geçti, bi daha ara ki bulasın...

Öbürü, Avustralya' dan koptu geldi mahkeme çağırdı diye... Belki de tutuklanacağını bile bile... Üç gündür izliyoruz, tutuksuz yargılananlar tek tek gelip teslim oluyorlar... Neden mi? Onur için, şeref için, vatan için... Suçsuz olduklarını bildikleri için. Yargıtayın, Anayasa Mahkemesinin AKP' nin oyuncağı olduğunu bile bile geliyorlar...

Birileri de kenardan gülüyorlar.. Hatta dün STAR yazmış, darbe olsaydı neler yapılacaktı neler diye. Sözde 12 Eylül' den beter olacakmışız... 12 Eylül' ün bir numaralı ürünü badem bıyıklı zibidiler, göz göre göre yalan söylemekten utanmıyorlar.. .Çünkü bu yalanları yiyen var, afiyetle zevkle yiyorlar...

Anayasa' ya göre millet vekili bile olamayacak olan RTE, 2002 yılında ABD Başkanı Buş tarafından ağırlanmasının bir sebebi olmalıydı dedik... 2003 yılında Kondeliza Rays hanımefendi Erdoğan' ın BOP eş başkanı olarak açıklayıp, Ortadoğu' da rejimler ve haritalar değiştiğinde aman dedik... Bu adamlar başımıza işler açacak dedik ama dinletemedik... Hala dinlemiyorlar... Yine saftirikleri, dinle, imanla, cami bombalama ile kandırdılar yapacaklarını yaptılar. Birkaç aydır Fethullah Gülen' in eski vaazlarını dinliyorum.. 1978' de Edremit' te bugün yapacaklarını anlatıyor zatı muhterem... İlkokul mezunu vaiz, nasıl şirket kurulur, banka kurulur onu anlatıyor, para nasıl basılırı anlatıyor... Zaman gazetesinin günlük 450 bin TL giderini karşılayacak sistemi 40 yıl önce kurmaya başlıyor... Gülmeyeceksiniz, hep ağlayacaksınız mağdur görüneceksiniz diyor...

Elinize sağlık. Çok güzel oldu. Yaptığınızı beğendiyseniz, artık sıvamaya geçebilirsiniz...

Yılmaz Özdil - Neşet Ertaş

Salı, Eylül 25, 2012

Balyoz'da Delil Saçmalığı

Balyoz darbe planları davasında iddia edilen eylem planlarından biri de Jandarma Yüzbaşı Nail İlbey’in Eyüp Camii hakkında keşif ve gözlem raporu hazırladığı iddiasıydı. İddia makamına göre de keşif sonuç raporu Yüzbaşı Nail İlbey tarafından hazırlanmıştı. Bu evrakın C bendinde ‘Hedef ve Harekat Bölgesinin Arazi Durumu’ başlığı altında ‘Hedef Yaklaşma ve Uzaklaşma İmkan ve Kolaylıkları’ bölümünde yer alan 2 imla hatası avukat Mahir Işıkay’ın dikkatini çekti. Bu bölüm, “Doğudan (Haliç İstikametinden) YAKLAŞİMA ve Eminönü Beyazıt arası (Tramvayla intikal ederek) 10 dakika buradan Veznecilere olan yaya intikalin 6-7 dakika buradan da araçla veya otobüsle Fatih Camii’ne intikalin 4-5 dakika olduğu ÖLÇÜLMİÜŞTÜR...” Avukat Mahir Işıkay dosyaları tek tek okuduğunda o tarihte Jandarma Üsteğmen olan diğer müvekkilleri Jandarma Üsteğmen Özgür Ecevit Taşçı ve Jandarma Teğmen Erdinç Atik’in Fatih Camii ile ilgili hazırladığı iddia edilen keşif sonuç raporunda aynı bölümlerde, aynı imla hatalarının yapıldığını tespit etti. Hatta Eyüp Camii hakkında rapor hazırladığı iddia edilen Jandarma Yüzbaşı Nail İlbey’in hazırladığı raporun C bendi, Fatih Camii keşif raporuyla birebir aynıydı. Fatih Camii’ne gidiş anlatılıyordu. Bu raporun Hüseyin Topuz kullanıcı adlı farklı bir bilgisayarda Jandarma Üsteğmen Özgür Ecevit Taşçı ve Jandarma Teğmen Erdinç tarafından hazırlandığı iddia ediliyordu.




SAVUNMA: Sanıkların avukatı sordu: Her 2 farklı bilgisayasarda, farklı kişiler tarafından hazırlandığı iddia edilen 2 ayrı raporda, 2 ayrı metin birbiri ile nasıl aynı olur, nasıl aynı imla hataları yapılır? Bu durumda tek bir sonuç ortaya çıkar bu rapor aynı bilgisayarlarda ve aynı kişiler tarafından hazırlanmıştır.



Emniyetli telefon yok



- Çarşaf Eylem Planı Harekat Emri’nin Komuta ve Muhabere bölümünün B şıkkı: Operasyon esnasında muhabere, emniyetli cep telefonları ile sağlanacaktır.



SAVUNMA: Balyoz davası sanıklarından Kurmay Albay Jandarma Hüseyin Topuz, Jandarma Genel Komutanlığı’na yazılı olarak emniyetli cep telefonlarının hangi tarihte kullanılmaya başlandığını sordu. Jandarma Genel Komutanlığı’ndan 21 Ocak 2011’de gelen cevapta emniyetli cep telefonlarının Genelkurmay Başkanlığı tarafından 28 Kasım 2008’de Jandarma Genel Komutanlığı’na tahsis edildiği, 2 Aralık 2008’den itibaren de ilgili personele bu telefonların verildiği belirtildi. Çarşaf Eylem Planı’nın yazıldığı ön görülen tarih ise 2002-2003 yıllarıydı...



2003’te o sokaklar yok



- Çarşaf Eylem Planı içinde bulunan 2003 yılında hazırlandığı iddia edilen keşif raporunda bir takım cadde ve sokak isimleri geçiyordu. Keşif yaptığı öne sürülen subayların bu cadde ve sokak üzerinden tarifleri yer alıyordu.



SAVUNMA: Savunma avukatları İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden bu sokakların 2003’teki isimlerini sordu. Gelen cevap ilginçti, subaylar tarafından hazırlandığı iddia edilen keşif raporunda adı geçen 10 sokak ve caddenin 2003 yılındaki isimlerinden farklıydı. Sokak ve caddelerin 2007’de değiştirilen isimleri, 2003 yılında hazırlandığı iddia edilen keşif raporunda yer alıyordu.



O hatta tramvay yok



- Çarşaf Eylem Planı’nda Keşif Formu isimli belgenin Yaklaşma Yolları Bölümü: Eminönü-Vezneciler arası tramvay, Vezneciler-Fatih istikametinden otobüs, araç ve taksi ile ulaşım imkanı mevcuttur.



SAVUNMA: İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na avukatlar 2002-2003 yılları arasından Eminönü-Vezneciler arasında tramvay hattı olup olmadığı sordu. Cevap: Eminönü-Vezneciler arasında çalışan raylı sistem tramvay hattımız bulunmamaktadır. Aralık 2002-Ocak 2003 döneminde Zeytinburnu-Eminönü tramvay hattı mevcut olup yolculu işletme yapılmıştır.



O tarihte halk pazarı yok



- Darbe planlarının yapıldığı iddia edilen dijital belegelerdeki Beyazıt Camisi ile ilgili Keşif Sonuç Raporu’ndan bir cümle: Sahaflar Çarşısı ile devamındaki ara sokaklarda kurulu açık halk pazarlarından oluşmaktadır.

SAVUNMA: Avukat Mahir Işıkay, Fatih Belediyesi’ne raporda adı geçen bir halk pazarı olup olmadığını Fatih Belediyesi’ne sordu. Fatih Belediyesi’nden gelen cevap: Fatih Beyazıt Mahallesi Sahaflar Çarşısı’nın civarında belirtilen tarihlerde açık halk pazarının kurulmadığı tespit edilmiştir.