Cuma, Nisan 20, 2007

Katil miyiz biz?

Yıllardır midemde biyerlerde duran, ben gittikçe her yere giden, peşimi bir türlü bırakmayan o koca düğüm, son bir kaç gündür beynime doğru ilerliyor diye hissediyorum. Tüm semavi dinlerin kitaplarında kıyametten bahsedilir ya, işte kıyamete geldik diye düşünmekten kendimi alamıyorum. Son durakta mıyız acaba diyorum kendi kendime.
Hrant Dink' in eşi Rakel Dink'in cenaze töreninde söylediği:
"Yaşı kaç olursa olsun; 17-27 olsun... Katil kim olursa olsun. Bir zamanlar bebek olduğunu biliyorum. Bir bebekten katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz kardeşlerim!"
sözleri beynimin içerisinde yankılanıyor... Bu sözlerin özündeki doğruluk payından çok, "hepimiz ermeniyiz" sloganın içerisindeki muhtemel komplolara takılıp kalmışlığımıza şaşırıyorum 2 aydır. Bir zamanlar bebek olan katillerin içerisinde yer alan PKK' lıları sanki yok sayıyormuşuzcasına, sözlerimizi ileri geri uzatan kişilerin bizi hain ilan etmesine deliriyorum. Dış kaynaklı güçler tarafından beslenen, fiziki mücadele edilebilecek bir düşman olan PKK ile, son yıllarda gittikçe artan ve faili belli olmayan, vatan ve din sömürüsüyle beslenen, vicdan köreltici düşmanın aynı kefeye konulamayacağını, belirli bir düşman ile başetmenin kimliği belirsiz farazi bir düşmanla başetmekten daha kolay olduğunu anlatamamaktan keçileri kaçırıyorum. Ve, bizim yani halkın keyfe kederinden, vurdum duymazlığından, kural tanımazlığından, akıl-bilim düşmanlığından, korkaklığından, seviyesizliğinden, ahlaksızlığından utanıyorum.
Bugün Bekir Coşkun yazdı hepimiz katiliz diye. Ben de haykırıyorum: "HEPİMİZ KATİLİZ"
Hala vicdanım rahatlamıyor. Ya sizin?

Çarşamba, Nisan 04, 2007

14 Nisan 2007 - Cumhuriyete Sahip Çık

Başbakan'ın Halep'e giderken uçakta 14 Nisan yürüyüşü için söyledikleri:

Alıntı (Hürriyet, 04.04.2007)

Erdoğan, "Büyük bir kalabalık toplayacaklarını beklemiyorum. Çünkü birçok kapıyı çaldılar. Kimseden bekledikleri desteği bulamadılar"
diye yanıt verdi.
Ardından da "mitinglerin demokratik hak" olduğunu söyledi.
Ancak Erdoğan’ın bu konudaki asıl mesajı şöyleydi:"Büyük bir kalabalık da toplanabilir. Ama ben bütün bu kalabalıkların bir sonuç getirmediğini söylemek istiyorum. Sandık bir netice ortaya koyar ve bu netice parlamentodur. Bu parlamento anayasal hakkını kullanacak. Egemenlik kayıtsız şartsız milletin ve bu anayasamızın teminatı. Bunu hazmedemeyenler işte bu tür çırpınışlar içinde."

Alıntı Sonu

demiş... Doğru çırpınıştır yaptığımız, ama en azından Cumhuriyet'i korumak için nihayet çırpınmaya başlayan bir Halk var diyebiliriz. Biz de 14 Nisan'da Ankara'dayız.. Çırpınmaya bekleriz efendim...