Perşembe, Ocak 22, 2015

Hrant'ın Arkadaşları - Soner Yalçın

Merak ediyorum:
Kimdir bu “Hrant’ın arkadaşları!..”
Bir yıl öncesine kadar, Hrant Dink’i Ergenekon’un öldürdüğünü söylediler ve yazdılar.
Hatta cinayet şeması bile yayınladılar. Dink ailesinin avukatı K. Deniz Tuna hemen Ergenekon savcılarına koşup suç duyurusunda bulundu.
“Hrant’ın Arkadaşları”ndan Ali Bayramoğlu hâlâ çıkıp bu şemayı kimden aldığını bir türlü açıklamıyor? Bukoca yalanı kim piyasaya sürdü?
“Hrant’ın Arkadaşları” başta Taraf gazetesi olmak üzere her fırsatta cinayeti Ergenekon’un işlediğini yazdı. Ellerine, sahte olduğu bugün açığa çıkan “Kafes Eylem Planı” verilmişti. Neler yazmıyordu ki bu “planda”; isim isim Ermeniler tespit edilmişti. Ermeni okullar, işyerleri listelenmişti. Ermenilere gönderilecek tehdit mektupları bulunmuştu!
ABD-Utah’ta kurulan “maskesidusenler” adlı sitede “kripto Ermeniler” açığa çıkarılıyordu. Güyabunların hepsini yapan da Ergenekon idi!..
Yazık ki… “Hrant’ın Arkadaşları” ellerine ne tutuşturuldu ise inandı. Bir gün bile kafalarında soru işareti olmadı.
Bugün Silivri Cezaevi’nde yatan Cemaatçi polis Ali Fuat Yılmazer’in, bir dönem Emniyet’te azınlıklar masasına baktığını ve bilgileri oradan “aşırıp-aşırmadığını” akıllarına getirmediler.
Bir gün bile Cemaat’e sormadılar: “Hep bizim yanımızdasınız; ama, Doğu Perinçek’ten Veli Küçük’e kadar Ergenekon sanıklarının aslında Ermeni olduklarını neden yazıp duruyorsunuz?” (Haziran 2009Chronicle dergisi ve 12 .6. 2009 Zaman gazetesi gibi)
Yalanları hiç araştırmadılar. İnandılar. Hep tezgaha getirildiler.
Örneğin… Biz Odatvciler dört günlük gözaltının ardından Ergenekon savcılarının kapısında polis ordusuyla bekletilirken, Dink ailesinin avukatı Fethiye Çetin, Savcı Zekeriya Öz’ün makamındaydı! Oralardan hiç çıkmadılar. Kumpas üzerine inşa edilen davalara müdahil oldular. Bakınız…
Cinayet sekiz yıldır çözülemedi ise “Hrant’ın Arkadaşları”nın büyük suçu vardır!
Hiç utanmadılar… Hrant soruşturması konusunda harika bir araştırma yapan gazeteci Nedim Şener,Ergenekon Örgütü üyesi olarak Silivri Cezaevi’nde tutulurken, “Uluslararası Hrant Dink Ödülü”nü Taraf gazetesi genel yayın yönetmeni Ahmet Altana verdiler!
2008’de çıkardığım “Siz Kimi Kandırıyorsunuz” adlı kitabımı Hrant Dink’e ithaf etmiş beni bile, sürekli Ermeni düşmanlığıyla suçladılar.
“Hrant’ın Arkadaşları” hep Cemaat ile kol kolaydı.
Ve hâlâ birlikte yürüyorlar…
Hrant maskesi
Ergenekon yalanı bitti…
“Hrant’ın Arkadaşları”na yeni bir meşguliyet gerekiyor.
Gündemde “Paralel Yapı” var; bu olabilir mi? Olmaz, içli dışlılar. Ve hem bu konunun yurt dışına pazarlanacak “piarı” yok!
O halde…
“Ermeni Soykırımı”na sarıldılar!
Hrant Dink’i şimdi bu yalana maske yapıyorlar.
Ölüm yıldönümünde şu pankartın arkasında yürüdüler:
“Yüzleşin! Hrant’la, Soykırımla!”
İmza; “Hrant’ın Arkadaşları.”
Daha önceki pankartlar şunlardı:
- Hepimiz Hrant’ız Hepimiz Ermeniyiz…
- Hrant İçin Adalet İçin…
- Unutmayacağız, Affetmeyeceğiz…
- 4 yıldır Yüzleri Yok Yürekli Yok…
- Müsamereyi Bırakın Asıl Sorumluları Yakalayın…
- 7 Yıldır Birlikte Korudular Birlikte Susuyorlar
Hrant Dink cinayeti çözüm sürecine girince “Hrant’ın Arkadaşları” telaşlanıp; “soykırım” yalanıyla Hrant Dink’e bir kurşun daha sıktılar.
Hrant Dink onlarla aynı görüşte değildi ki?
Örneğin, Fransa’da çıkarılacak “soykırım yasasına” karşı çıktı.
Örneğin, soykırım reddini cezalandıran yasa için “saçmalık” dedi.
Peki…
Dink cinayetinin “soykırım” ile ne alakası var?
Ergenekon kumpasına Batı’yı inandırmak için Hrant Dink bilinçli olarak hedef yapıldı ve öldürülmesine göz yumuldu. Bunu konuşmamız ve bunu ortaya çıkarmamız gerekmiyor mu?
Cemaat bu gerçeğin ortaya çıkmasını istemiyor. Dün olduğu gibi bugün de “Hrant’ın Arkadaşları” pankartı altına saklanarak psikolojik harbine devam ediyor. İstiyor ki cinayet, “soykırım” yalanıyla unutulsun!.. Kol kola yürüyorlar.
Adam gibi adamdı
Açık yazıyorum…
Hrant Dink adam gibi adamdı…
Yüreğinde hiçbir zaman nefret-kin olmadı…
Kötülüğe, kirliliğe hiç bulaşmamış bir aydındı…
Fikir namusuna sahipti…
Korkuya, ruhsal esarete boyun eğmedi…
Yurtseverdi…
Sosyalist idi…
Yani:
“Hrant’ın Arkadaşları” diye ortaya çıkanlardan hiç değildi… Dönek olmadı… Kalemini hiçbir zaman kiraya vermedi!..
Ne ilginç; bugün Türkiye’yi bu derece sertleştiren isimlerin hemen hepsi “Hrant Arkadaşları” maskesi takıyor.
İnanın; Hrant Dink, Ahmet Altan ile değil Uğur Mumcu’yla daha rahat anlaşırdı; daha yakın bir dostluk kurardı. Çünkü…
Anti-emperyalist Hrant Dink, Malatya’da yaptığı konuşmada şöyle diyordu:
Geçmişte İngilizlerin, Fransızların, Rusların, Almanların şu topraklar üzerinde oynamış oldukları rol ne ise, bugün aynen tekrarlanıyor. Geçmişte Ermeniler onlara güvendi; kendilerini Osmanlı zulmünden kurtaracak sandı. Ama yanıldı. Çünkü onlar geldiler, kendi hesaplarını yaptılar. Çekip gittiler. Bu topraklarda kardeşi kardeşle kan içinde bıraktılar. Bugün Kürtlerin yaşadığı aynı şey; Amerika geldi, Kuzey Irak’ta bir Kürt devleti oluşturmak üzere. Amerika bu; gelir, kendi hesabını yapar işine yapar ve işi bittiğinde ise çeker gider. Ondan sonra da burada tekrar insanları kendi didişmesi içinde bırakır.
Hrant Dink’in ölümüyle Türkiye çok önemli bir aydınını kaybetti.
İçim yanıyor…
Öldürülmeden hemen önce şöyle yazmıştı:
“Kendimi bir güvercinin ruh tedirginliği içinde görebilirim, ama biliyorum ki bu ülkede insanlar, güvercinlere dokunmaz.”
Ne yazık ki beyaz güvercini koruyamadık.