Cumartesi, Şubat 19, 2011

Satılmış Kalemler

Ahmet Altan yine şahane (?) yazı yazmış bugün (19 Şubat 2011). Ben hayatımda bu adamlar kadar insanı aptal yerine koyanları görmedim. Neden bu kadar pervasızlar biliyor musunuz? Çünkü, sözde okumuşları da dahil olmak üzere ve ne yazık ki Aziz Nesin' in tahmininden de fazla sayıda vatandaşımız en hafif tabiriyle hafızasız.


Altan diyor ki;


"Kemal Kılıçdaroğlu' nu tam da Erdoğan seçim öncesi sıkıştığında yeniden kahramanlaştırdı. Bu başarısından dolayı ne kadar kutlasak azdır…"


Gören de Ahmet Altan ve diğer yalakaları demokrat, objekitf yorum yapıyor sanacak… Sanki Tayyip' i eleştiriyormuş gibi yapıp, yine CHP' ye çakacak ya ne yapsın en iyi yaptığı işi yapıyor.


Devam edelim;


"Kemal Kılıçdaroğlu kalktı “Nerede Ergenekon, gösterin ben de üye olacağım” dedi. Ergenekon’a üye olmak isteyen bir ana muhaLefet partisi lideri. Başbakan Erdoğan da ona dün unutulmaz bir cevap verdi. “‘Nerede gösterin bana gideyim üye olayım’ diyor; git Danıştay’ın Ikinci dairesine, orada gör. Yeri orada! Diyarbakır’ın karanlık sokaklarına git, bir gece vakti, ensesine kurşun sıkıtanların Izinde aradığını bulursun! Çorum’a git, Sivas’a git, Kahramanmaraş’a git, Gazi MahaLlesi’ne git, kanlı ıMayıs’ın yaşandığı Taksim Meydanı’na git, oralarda, aradığının izlerini bulursun. Orada zaten onların Üye kayıt büroları var. Hemen orada seni kaydederler. Ne diyeyim ben buna! Hiçbirini yapamıyorsan Dersim’e git!” Var mı Erdoğan’ın bu sözlerine verecek bir cevabı olan? "


Benim var…


Ey Ahmet Altan, senin zekan Kılıçdaroğlu' nun, Ergenekon davasının nasıl içinin boşaltıldığını, cadı avına sebep olan bir efsaneye çevrildiğini dalga geçerek ifade etmek için kurduğu cümleyi anlamaya yetmez.. Kadlı ki, yetse bile anlamamazlıktan geleceğini biliyorum.


Yıllardır her cinayetin, her derin devlet ilişkisinin incelenmesini isteyen, bundan yana taraf olan, bu nedenle bedel ödeyen, öldürülen, hapse tıkılan kişilerin sözlerini değil de, öldürülen, hapse tıkılan, takip ve taciz edilen kişileri "komünist", "dinsiz", "hain" diye yaftalayanları ve bu nedenle ölümleri, adaletsizlikleri meşru gören zihniyeti savunuyorsan tam anlamıyla satılmışın önde gidenisin demektir.


Zamanında Deniz Gezmiş' in asılması için, günümüzde Irak'ta savaşa taraf olmak için kıçını yırtanları demokrasi havarisi diye pazarlamaka ancak sizin gibi dönek yalakalara göre bir iştir.


Geçen gün bir televizyon kanalında Taraf' ın bir diğer militanı Melih Altınok denen gerizekalı, benim zekamla, hafızamla dalga geçiyor aklınca. Bizleri darbeci, yılların dincilerini ve faşistlerini, Mehmet Metiner, Mümtazer Türköne gibileri demokrat ilan etti.


Bu genç zibidiye arşivlere bakmasını öneririm… Mesela, beğenmedikleri Cumhuriyet' e… 12 Eylül dönemindeki manşetlerine, Susurluk sürecindeki takipçiliğine, Maraş ve Çorum olayları zamanına, F Tipi cezaevlerindeki tecrit olaylarına bakışına…


Bir de mesela aynı zamanlardaki Zaman gazetesine veya Zaman gibi dincilerin elindeki gazetelerin manşetlerine bakalım beraber. Mesela, Tayyip ve onun fikir babalarının o zamanki olaylar hakkındaki görüşlerine…Ya da, Sivas' ta kimlerin avukatlık yaptıklarına, ya da Susurluk sürecinde Sürekli Aydınlık İçin Bir Dakika Karanlık eylemi yapan bizlere söylediklerine...


Ve hatta, çok geriye gitmeyin. Bu adamların tabanındakilerinin daha dün gazetelerin internet sitelerinde Aleviler hakkındaki yorumlarına bakmak bile yeter…


Ama bakamaz… Bakmak istemez, baksa ve görse bile yine yalan yazmaya devam eder.

Çünkü böyle adamlar ancak ve ancak bir ülkenin içine etmek için görevlendirildiklerinde bu kadar militan yazılar kaleme alabilirler. O yüzden devamlı ama devamlı, Atatürk' e, CHP' ye, onun kurduğu Cumhuriyete balta sallarlar ağızlarında köpüklerle.


Ama bu ülke bunları daha önce de gördü. Bağımsızlık savaşı aleyhine yazılar yazan Ali Kemalleri, Refik Halit Karay' ları da unutmadık…


Bugün bir başka yazar şöyle diyor;


"Korku dağları sarabilir ama, sonunda dağlar korkuyu yener"

Hiç yorum yok: