Ayetlerle makarayı
CHP'liler yapsaydı ESKİ bir bakan ile bir gazetecinin
telefonda Kuran ayetleriyle makara yaptıkları ortaya çıktı.
Öyle böyle değil
lıaııi...
Ağır makara.
?
Benimse aklımda hep aynı soru: Aynı işi bir
CHP'li yapsaydı, ne olurdu?
?
Elinizi vicdanınıza koyun da söyleyin.
Aynı konuşmayı bir CHP'li ile bir gazeteci yapsaydı...
Başbakan ne
yapardı?
?
¦ "Ama bu telefon yasadışı yollarla dinlenmiş" der miydi?
¦ Meydanları inletmez miydi?
¦ "İşte CE-HA-PE bu" demez miydi?
¦
"Sen nasıl Kuran ayetleriyle dalga geçersin" diye gürlemez miydi?
¦ Hesap
sormaz mıydı?
¦ "Bunların cibiliyeti bu" diye haykırmaz mıydı?
¦ "Fiu
alenen dini aşağılamadır, savcılar harekete geçmeli" demez miydi?
¦ "Ey
CE-HA-PE'nin Genel Müdürü! Sen bu adamı hâlâ nasıl partinde tutarsın" diye
yüklenmez mivdi?
¦ AK Parti teşkilatlarına "Protesto edin" diye talimat
vermez miydi?
Söyleyin! Ama dininize imanınıza doğru söyleyin: Bunları
yapmaz mıydı?
Sen ne diyorsun, o ne diyor
SEN, "Ucuza alınmış gümüş bir
çikolata tepsisinde Bakan Bey'e rüşvet olarak giden beş yüz bin dolar...
Çikolataların altına dizilmiş... Beş yüz bin dolar..." diyorsun.
O
başlıyor: "Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın."
Sen, "Sizin
Bakan Bey, sırf Reza öyle istedi diye bir polis müdürünü sürmüş" diyorsun.
O
başlıyor: "Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli."
Sen, "Koskoca
bakanlarımız 29 yaşındaki para babası bir adamın önünde kırk takla atıyor...
Bakanlar işlerini güçlerini bırakmış Keza Bey'e hizmet sunuyor... Keza Bey
de Bakan Bey leri hediye yağmuruna tutuyor. Ne iş?" diyorsun.
O başlıyor:
"Siper et gövdeni..."
Sen, "Bir türlü sıfırlanamayan milyonlarca Euro"
diyorsun.
O başlıyor: "Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın."
Sen,
"Bakan Beyiniz Kuran ayetleriyle makara yapıyor, 'Çakıyoru ayetleri, sallıyorum
ayetleri' diye geyik çeviriyor. Bakara/Makara diye espri patlatıyor. Sesiniz
çıkmayacak mı?" diyorsun.
O başlıyor: "Dursun bu hayâsızca akın."
Sen,
"Milletin a...a koyacağız diyen adama sıfır kuruşa verdiniz Boğaz daki koruyu"
diyorsun.
O başlıyor: "Ruhumun senden ilahi şudur ancak emeli."
Sen,
"7 yüz bin liralık kol saati... Patek Philippe marka... Kordonu timsah derisi...
Kadranı mavi... Camı safir cam... Sizin Bakana Keza Bey tarafından hediye
edilmiş..." diyorsun.
O başlıyor: "Doğacaktır sana vaat ettiği günler
hakkın."
Sen, "Bir Bakan nasıl olur da Senin önüne yatarım Keza' der... Ne
iştir bu?" diyorsun.
O başlıyor: "Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli."
Sen, "Şehrizar'dan almışsınız villalan" diyorsun.
O başlıyor: "Bu
ezanlar ki şahadetleri dinin temeli."
Mehmet Akif. "Allah, bu millete bir
daha İstiklal Marşı yazdırmasın" demişti.
Bu temenniye bir ilave daha
yapmak gerekiyor: Allah, istiklal Marşının bir temizleme aracı olarak kullanılma
çabasına tanık olmayı bu millete bir daha nasip etmesin.
Sanki dün inmiş
gibi
TEVBE suresi. 65. ayet.
Şöyledir: "Eğer onlara (niçin alay ettiklerini)
sorarsan, elbette, 'Biz sadece lafa dalmış şakalaşıyorduk' derler. (Onlara) de
ki: Allah'la, O'nun ayetleriyle ve O'nun peygamberi ile mi alay ediyordunuz?" ?
Nasıl?
Sanki dün inmiş gibi değil mi?
Oysa dün inmedi o ayet.
Sadece şöyle bir şey oldu: ilahi Kelam ın bugüne de ışık tutacak, bugünü de
kapsayacak çağlar üstü bir kudrette olduğunu bir kez daha idrak ettik.
Hepsi
bu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder