Salı, Aralık 28, 2010

Eser Karakaş' a...

Çok merak ediyorum... Gerçekten, aslında meraktan öte kendimi rahatlatmak için soruyorum;

Siz ruhunuzu kaça sattınız?

Eğer bu sorunun yanıtını çok iyi biliyorsanız açıklamaya gerek yok... Ama, eğer samimi olarak size haksızlık yaptığımı düşünüyorsanız bu sorunun nedenini açıklamaya gayret edeyim.

12 Eylül referandumunda Hayır oyu veren Beni ve benim gibi yüzbinlerce kişiyi tutucu, gerici ve askerci diye tanımlıyorsunuz. Size sorduğum sorunun sebebi bu kadar net...

Aklı olan, biraz vicdanı olan hiç kimse, yıllarını iyi bir insan olmak için harcamış, okumuş, zor şartlar altında okumuş, kendini geliştirmiş, eğitmiş, çevreye, insan haklarına, hoşgörüye duyarlı bir medeni insan olmak için gayret etmiş insanları gerici olarak, asker ve polisten hiç hazzetmeyen ama HUKUK' un bağımsız ve üstün olmasını isteyen insanları askerci, dini esaslara vurgu yapılarak yönetilen bir ülkeyi istemeyenleri de tutucu ilan edene gülerler. Hele bunu yazan adam sözde bir ADAM ise gülmeyiz, ne kadara satıldığını merak ederiz.

Bu kadar net.. Yanıt verin veya vermeyin siz bilirsiniz, ama gerçeği içinizde biyerlerde gizlemeye devam edin. Keşke bir imkan olsa da, sizinle, Kekeç ile, Hasan Cemal ile vb diğer yazarlar ile aynı ortamda bulunabilsek.

Size ne saygı ne de sevgi beslemekteyim, mümkünse aynı yolun yolcusu hiç olmayalım.

Bu yazıyı her gün, en az 5-6 gazete ve köşe yazarlarını (ne tarafta olduğuna bakmadan) takip eden, kitap okuyan, ODTÜ' de okumuş, iyi derecede İngilizce bilen, çocukluğu köylerde geçmiş, 5 vakit namaz kılan bir öğretmen ve ev hanımının çocuğu olan, lise yıllarında eğitimini tamamlayabilmek için yarım gün tamirci çıraklığı yapan, en ufak çöpünü bile yere atmadan cebinde taşıyan, trafik ihlali yapmayan, silahtan ve şiddetten nefret eden, dersaneye gitmemiş ve dersanelerin kapatılmasından yana olan, AMA yine de sizin gözünüzde GERİCİ, TUTUCU ve DARBECİ olan bir kişi yazıyor.

Kimseden nefret etmemiştim, SİZİN GİBİ İKİYÜZLÜLERLE tanışana kadar.

Hiç yorum yok: