Cuma, Aralık 10, 2010

Hasan Cemal ve Saz Arkadaşlarına

Sayın Cemal,

Yazı yazmak da yasa yapmak gibidir. Kolay yani. İşte ben de yazıyorum.

Yazı yazmak da yasa yapmak gibidir, yazdığını veya yaptığını uygulamazsan dalga geçerler en hafif sonuç olarak.

Dünkü yazınızı okurken, son 5-6 yıllık yazılarınız geldi aklıma. AKP’ ye bir şekilde, isteyerek istemeyerek veya güvenerek –en hafifinden- destek verdiniz. Onların hangi fikrin devamı olduğunu, dincilerden demokrat olmayacağını, demokrasiyi araç olarak kullanacaklarını, ekonomiyi tamamen dışa bağladıklarını bildiğiniz halde, sırf solculuktan liberalliğe terfi ettiniz diye destek oldunuz.

9 Aralık 2010 tarihli yazınızı okuyunca, solcu zannettim sizi tekrar. Son yıllarda her şeyi bir yana bırakıp, 50 yıldır icraat yapmaya kabil bir şekilde iktidar olamamış CHP’ ye, Kurtuluş – Kuruluş ve II. Dünya Savaşından “yırtış”ın sancılarını yaşayan Cumhuriyet Dönemine ve döneminin belki de dünyada örneği olmayan bir çağdaş ulus kurma niyeti olan Atatürk’ e, tüm zamanların en büyük savaşı sırasında Köy Enstitülerini kurabilen, onları yaşatmak isteyen, ağalığı, cahilliği yıkıp toprak reformu isteyen insanların izinde giden bizlere faşist diye laf çakmaktan zaman bulamamıştınız solculuğunuzu hatırlamaya.

Çok ayıp ettiniz bu ülkeye. Örnek mi? Daha bu sene, CHP’ nin karşı oylarına rağmen silahlanmayı kolaylaştırıcı yasa geçti meclisten. AKP’ liler bastırdı, bu bir haktır dedi. Ve siz silahlanmacının yanında oldunuz. Faili meçhullerin araştırılması için Meclis araştırması istedi CHP onlarca kez ve hepsi AKP’ lilerin oylarıyla red edildi. Ama yine de siz Faili meçhulcülerin, ispatlanmış Susurlukçuların yanında oldunuz. Ama bize darbeci, derin devletçi muamelesi yaptınız.

Sırf CHP’ ye ve Atatürk’e çakmak için bizi elitist (ne demekse) ilan ettiniz. Sayın Cemal, hafızanızı yitirdiğiniz gibi aklınızı da kaybediyorsunuz sanırım. Biraz mantık; bu ülkenin daha çok okumaya, daha çok eğitime, daha çok üretime ihtiyacının olduğunu bilen, her fırsatta doğuda, batıda, kuzeyde, güneyde her ihtiyacı olan okula, para, kitap, gerektiğinde fayans ve gerektiğinde çatı malzemesi gönderen insanları sen bugünün tatlı su demokratları mı zannediyorsun. BİZ YAPTIK… Her Cuma cebindekileri, elektrik-su parası vermeyen, Türkiye’nin en büyük bütçesine sahip kuruma ait camilere her zaman para döken, ama suları borcundan kesilmiş okula bir Allahın kuruşunu vermeyip, bağış isteyen yöneticilerine hırsız muamelesi yapan adamları mı demokrat sandınız. Biz halk aydınlansın, okusun diyenler mi ELİTİST oluyoruz acaba, yoksa cahillikten beslenen, onunla büyüyen villalarda oturan, siyasette bununla büyüyen kişiler mi?

O yüzden yazı yazman kolaydır, ama yazdıklarınla yaptıkların birbirine uymuyorsa seninle dalga geçerler. Benim yaşımın iki katı bir kişiye akıl vermek haddime değil ama siz bunları hak ettiniz.

Hadi sana iyi günler.

Hasan Cemal' in 9 Aralık 2010 tarihli yazısı: http://www.milliyet.com.tr/sayin-basbakan-gencler-sizi-elestirecek-protesto-edecek-bunun-adidir-demokrasi-/hasan-cemal/siyaset/yazardetay/09.12.2010/1324070/default.htm?ref=haberici

Hiç yorum yok: