Cumartesi, Şubat 07, 2009

Dalgacı Mahmut

2 aydır her yeni bir Londra sabahına uyanışımda bir gün benim memleketim de böyle medeni bir ortam yakalayabilecek mi diye düşünüyorum. Ne türban ne din kavgası, ne ulaşım derdi, ne de yönetim. Bazen de diyorum ki, oğlum ne kafa yoruyorsun bu işlerle. İşin var, gelirin idare eder. Güzel ve mutlu bir ailen ve sevdiğin arkadaşların var, bırak ne yapıyorlarsa yapsınlar ucuz siyasetçiler. Ama olmuyor işte, çünkü çocuk yapmak istiyorum ama korkuyorum. Bu ülkeye, bu dünyaya, bu eğitim sistemine güvenemiyorum.

Bazen Orhan Veli' nin Dalgacı Mahmut' u olabilmek istiyorum. Gökyüzünü boyamak istiyorum siz uykudayken, her sabah maviye uyanasınız diye. Yırtılan denizleri dikmek, yıkılan köprüleri kurmak, bozulan dostlukları onarmak istiyorum. Ama dalga da geçmek istiyorum arada sırada. Bir baş düşünüyorum başımda, bir ayak düşünüyorum ayağımda, bir mide düşünüyorum midemde, bir deli orman düşünüyorum ülkemde, bir aşk düşünüyorum halkımda, bir şevk. Ama ne halt edeceğimi nereden başlayacağımı bilemiyorum.

Şiiri Müşfik Kenter' in sesinden dinlemek için:







İsim gücüm budur benim,
Gökyüzünü boyarım her sabah,
Hepiniz uykudayken.
Uyanır bakarsınız ki mavi.

Deniz yırtılır kimi zaman,
Bilmezsiniz kim diker;
Ben dikerim.
Dalga geçerim kimi zaman da,
O da benim vazifem;
Bir bas düşünürüm basımda,
Bir mide düşünürüm midemde,
Bir ayak düşünürüm ayağımda,
Ne halt edeceğimi bilemem.

1 yorum:

Adsız dedi ki...

kubilay nerelisin