Cuma, Ocak 14, 2011

Erdoğan, Özal ve Hasan Cemal

Hasan Cemal adlı saygın liberal bugün şöyle yazmış;

"12 Eylül askeri yönetiminin siyaset yasaklarını referandum meydanlarında savunmak dahil demokrasiyle bağdaşmayan bazı hatalara böyle sürüklendiği söylenebilirdi Özal’ın..."

Hadi canım... Hiç Özal öyle yapar mıydı Hasan Cemal. Çok demokrat adamdı kendisi. Benim yaşlardaki insanların net hatırlayabildiği ilk referandum siyasi yasakların kaldırılması ile ilgili referandumdu. Özal' ın ne kadar özgürlük seven birisi olduğunu, yürüttüğü muhteşem HAYIR kampanyası sırasında anlamıştım ve ben sadece 13 yaşlarımdaydım. Hasan Abi (?) ancak akıllanıyor gibi geldi bana...

Hatta bence hala akıllanamamış ki, Tayyip Erdoğan' a verdiği müthiş destek yandaşçılık ve yalakalık tarihinde yerini almıştı hatırlarsanız.

Ama durun, bugün ne diyor kendileri;

"Şimdi de Erdoğan böyle bir süreçte!Eğer gerekli özeni gösteremezse, kendisi de yıpranacak, ayağının altındaki zemin de kayacak.Örnekler çoğalıyor.Bakıyorum, ucube olayındaki inadına...Okuyorum, RTÜK’ün Muhteşem Yüzyıl’la ilgili uyarı kararını...İkisi de demokrasi kültürünün izlerini taşımıyor.İkisi de ifade özgürlüğüne ters! İkisi de yaratıcılığa köstek niteliği taşıyor.İkisi de Tayyip Erdoğan’ı soğuk savaş yıllarının ‘antikomünist’ milliyetçiliğine yaklaştırıyor.İkisi de Erdoğan’ı eski dönemin demokrasiyi fazla takmayan muhafazakar anlayışına yaklaştırıyor.İkisi de bir zamanlar demokrasiyi yalnız kendilerine isteyen ‘eskiler’e yaklaştırıyor Erdoğan’ı..."

Haydaaa... Bu kadar da olamaz. Tayyip bu olamaz. Bin yılların demokrasi tarifini yeniden yazacak kadar özgürlükçü bir arkadaştı aslında.

Hasan Abi, Hüseyin, İnan ve Deniz asılırken kimlerin Demirel' in evet, Ecevit'in hayır oyu kullandığını bile bile, toprak reformu yapılması arifesinde Menderes' in dinci söylemlerle iktidara gelip, tam bir emperyalizm uşağı olduğunu bile bile bu çizgiye destek veriyordu son 8 yıldır. Menderes, Özal ve Tayyip.. "Bu üçlü bu ülke tarihinin en büyük hatalarıdır" dediğimizde biz darbeci, gerici oluyorduk. Olsun. Gurur duyarım.

60 yıldır sanki bu ülkeyi CHP yönetmiş gibi, her suçu CHP' ye ve bu sayede Atatürk'e atan bu zihniyetin ne mal olduğunu ben 13 yaşımda öğrendim. Hasan Abi' de elbet öğrenecek.

Sinan Çetin de aynı yolun yolcusu. Sözde sanatçı "Kağıt" adında bir film yapmış. Bir zamanların bürokratik zorluklarını ve yasaklarını anlatıyormuş film. Destekliyorum, doğrudur. ama yanlış olan şu ki, filmde anlattıkları yasakları ve bürokrasiyi yaratan zihniyet şu an iktidardadır. ve ne yazık ki, daha ılıman da olsa 1950' den bu yana çok uzun yıllar bu ülkeyi bu zihniyet yönetmiştir.

Bunları unutup, 60 yılda sadece ve sadece ve en fazla 2 yıllık dönemlerden toplamda 8 -10 yıl tek başına iktidar olmuş CHP' ye suçu atmak değil midir asıl marifet.?

Hiç yorum yok: