Salı, Haziran 04, 2013

Halkı Tehdit Edenler, Sandıkta Gömülürler - Fikri Sağlar

Türkiye müthiş bir değişim yaşıyor!.. Taksim Gezi Parkı direnişi, demokrasi, özgürlük ve eşitlik temelinde çağdaş yaşamdan yana olan her kesimin, baskı ve tek adam yönetimine başkaldırışı oldu!..


Özellikle, 12 Eylül sonrası "depolitize edilen" gençler, aşağılanan sanatçılar, horlanan çalışanlar/emekçiler, dışlanan Aleviler, kısaca aç bırakılan çoğunluk "artık yeter" dedi! Hem polise direndiler, hem de yıkılan, dökülen, kırılan, kirlenen Taksim'i birlikte temizlediler! Yani, Taksim'in kendilerinin olduğunu uygarca tüm dünyaya gösterdiler...

Ne yazık ki bu gelişmelerden hükümet ve özellikle Başbakan Erdoğan ders çıkaramıyor!.. Hala kendi havasında!.. "Binmiş bir alamete gidiyor kıyamete! İşin kötüsü ülkeyi de hırsının peşinden felakete sürüklüyor!..

Türkiye'nin her yanında, halkın kendiliğinden ortaya çıkardığı tepkisine, gittikçe yükselen öfkesine adeta meydan okuyor!..

Söz ve hareketleriyle tahrik ediyor!.. Önceki gün, eylem yapanları "Birkaç çapulcu" diye adlandırmıştı. Dün de bu eylemi "aşırı uçların organize ettiğini" söyledi... Oysa her yerde, kentte, kasabada, hatta mahalle ve köylerde insanlar evlerinde, sokakta ya da meydanlarda kendiliğinden oluşan kalabalıklar halinde yaptığı baskı, uyguladığı şiddet ve yaşattığı ekonomik adaletsizliğinden dolayı hükümeti protesto ediyor.

Direniyor!.. Polisine, gazına copuna karşı duruyor... Evinden, penceresinden tencere tava çalıyor... Sokakta bayrak sallıyor...

Başbakan bu durumu bakın nasıl değerlendiriyor!.. "Tencere tava hep aynı hava!" Tıpkı hocası Erbakan'ın tepki gösteren halka 1997'de "glu glu dansı yapıyorlar, mum söndü oynuyorlar" dediği gibi...

Bu aşırı uçlar kim?

İstanbul Taksim'de sanatçı arkadaşlarıyla günlerdir bağıran kızım gerçek mi?

Ya da Ankara'da üniversiteli arkadaşlarıyla baskıya karşı duran, cop yiyen, gaz altında kalan, eli, yüzü, beli yaralanan oğlum Yankı mı?..

Gümüşsuyu'nda oturan Sait Bey mi? Ev kadını Nevin Hanım mı? Öğrenci Arda mı?

Memur Ömer? Şef Tahir mi?

Futbolcu Fernandes, ya da Drogba mı?

Sekreter Ayça mı? Tiyatro sanatçısı Deniz mi? İşçi Ali mi? Esnaf Rıza mı? Mamak'lı Satı kadın mı?.. Çay yolundaki Emekli Hasan Bey mi? Yoksa, işadamı Adem Bey mi?..

Kim bu aşırı uçlar?!..

Uzatmadan söyleyelim!.. Ülkedeki en aşırı uç şu anda Recep Tayyip Erdoğan'dır!.. Halkı duymayan, toplumu tanımayan, 11 yıldır yaptıklarının farkında olmayan Erdoğan!..

Giderek baskıyı arttıran, demokrasiyi kenara iten, yandaşları alabildiğince zengin eden, Medyayı susturan, kuvvetler ayrılığını değil, birliğini isteyen, yargıyı siyasallaştıran, "yaparım olur" diyen, pervasızca doğruları saptıran başka kişi var mı şimdi Türkiye de?.. Onun hangi uçta olduğunu bilmeyen kaldı mı bu ülke de? Büyük çoğunluğu dışlayarak diğer uçta kalan Erdoğan'ın 2 günlük sözlerinden bazı örnekler verelim...

• "AKM inşallah yıkılacak. Oraya da muhteşem binasını da biz yapacağız. Oraya, evet camii de yapacağız."

• "Çok açık net söylüyorum. Biz birkaç çapulcunun o meydana gelip halkımızı yanlış bilgilendirmek suretiyle tahrik etmesine pabuç bırakmayız."

• "Efendim, 'Erdoğan diktatör'. Ben bu milletin efendisi değilim. Diktatörlük benim kanımda yok, cibilliyetimde yok."

• "Eğer diktatör arayanlar varsa Soruyorum. Bunun hukukla bir alakası var mı? Bunun demokrasiyle bir alakası var mı? Kim ödeyecek şimdi onların paralarını. Onlar mı ödeyecekler."

• "Tvvitter denilen bir bela var. Yalanın daniskası burada. Bu sosyal medya denilen şey aslında şu anda bana göre toplumların baş belasıdır."

• "Bu ahlâk kuralları aşılırsa buna karşı anons yapılmasının nesi yanlış. Sonra da bir grup geliyor, ellerinde alkoller malkoller."

• "Şimdi soruyorum, bir anne baba kızının affedersin birinin kucağına oturmasını ister mi?"

En tehlikeli yere geldik!.. Erdoğan dünkü sözleri ile açıkça halkı tehdit ediyordu... "Onlar Taksim'e 20 bin kişi mi çıkardı ben de 500 bin kişiyi Kazlıçeşme'ye çıkarırım."

Başbakan Erdoğan'ın en vahim sözleri şu; "Şu anda evlerinde bizim zorla tuttuğumuz bu ülkenin en az yüzde 50'si var. Biz onlara diyoruz ki 'aman sabırlı olun'" Halkını tehdit eden bir Başbakan'ın durumu gerçekten vahimdir...

Hedefi diktatörlük olanların sonunun da Kaddafi'ye benzeyebileceğini akıllarından çıkarmamaları gerekir....

Hiç yorum yok: