Cuma, Nisan 05, 2013

CHP'li İnce'den İnce Eleştiriler - Abbas Güçlü

CHP Grup Başkan Vekili Muharrem İnce, önceki gece Genç Bakış'ın konuğu oldu. İktidarı eleştiri yağmuruna tuttu. Hemen her iddiasını ve eleştirisini belgelerle destekleyen İnce, açılım sürecinden akil insanlara, ekonomiden eğitime güncel konularda öğrencilerin soruları cevaplandırdı. Ankara'da Atılım Üniversitesinde gerçekleşen programa, ekran başındakilerin ilgisi müthişti. Program, izlenme oranında pek çok diziyi geride bıraktı. İşte programdan çarpıcı satır başları:

Neyin pazarlığı yapıldı?


- Başbakan diyor ki; ben Öcalan'ın jimnastik saatini arttırdım, televizyon gönderdim, arkadaşlarını görmesine izin verdim. Eğer gelinen süreç sadece bunlann karşılığındaysa Başbakan'ı tebrik ediyorum. Ama bunun böyle olmadığını biliyorum.

Başkanlık, eğitim dilinin değişmesi ve özerklik pazarlığı yaptı mı? Valilerin pazarlığını yaptı mı?

Açıklasın...

- Bütün bu hazırlıklar Öcalan'ın affedilmesi üzerine yapılmıştır. Bu kadar generali, muhalifi, gazeteciyi boşuna içeri almadılar. Yapacaklar bunu.

Akil İnsanlar - Eğer bu akil insanları CHP seçseydi orada en az CHP olurdu. Allah için birkaç tane AKP'li olmayan var. Araya serpiştirmişler.

- Bazı isimler Akil İnsanlar arasında olmayı kabul etmemiş.

İşte asıl akiller o kabul etmeyenler.

- CHP, MHP kimse süreçle ilgili bir şey bilmiyor. Bilen yalnızca 6 kişi var. Başbakan, Beşir Atalay, Hakan Fidan, Yalçın Akdoğan, Efkan Ala ve Abdullah Öcalan. AK Parti milletvekilleri, Bakanlar Kurulu bile bilmiyor. Cumhurbaşkanı da bilmiyor.

- Kimse terör devam etsin istemiyor fakat bizim bu süreçte itirazlarımız var. PKK meşrulaştırıldı. Ayrıca silah bırakma yok. PKK'nın ülke dışına çekilmesi 'İstediklerimi ver ben sınırın dışında bekliyorum, istediklerimi vermezsen bak tekrar gelirim' demektir.

- Anayasa, rejim, Türkiye'nin yönetim şekli değişecek.

Öcalan'ın istediği bu. Onun yol haritasını biliyoruz ama Başbakan'ın haritasını bilmiyoruz. Bunları bilmek istiyoruz demek savaşı istemek mi demek?

Anayasa çalışmalan?

- Başbakan'ın Anayasa Uzlaşma Komisyonuna süre bitti diye bir talimat verme yetkisi yok Yasamaya talimat verme gücünü kendisinde nereden buluyor? Orada uzlaşılamamışsa 12 üyenin oy birliğiyle hiçbir parti bunu Genel Kurula getirmeyecektir diye madde var çalışa usullerinde. Bu maddeler ortadayken, Başbakan 'Ben bu oyunu bozdum anayasayı tek başıma getiririm Meclise' dediğinde Meclis Başkanının bir dakika, böyle olmaz demesi lazım.

Kim kimden özür diledi?

- İsrail durup dururken özür dilemedi. İsrail'in OECD üyeliğine karşı ve İsrail'in NATO tatbikatlarına katılmasıyla ilgili veto hakkımızdan, Mavi Marmara kasten yapıldı iddiamızdan vazgeçtik, operasyonel kaza kabul ettik.

Gazze ye ablukanın kaldırılmasında diretiyorduk.

bundan vazgeçtik. Hamas'a kefil olduk. Ayrıca ticari ilişkilerimizi geliştirdik. Rakamları kim isterse verebilirim. İsrail'le gizli anlaşma yaptınız mı diye soru önergesi verdim. Dışişleri Bakanı'nın imzasıyla yapılan açıklamada bazı anlaşmalar hizmetin gereği olarak gizlidir dendi. Gizli anlaşma yapıldığı kabul edildi.

Mahkûm mektubu! - Biz askerden ailemize mektup yazdığımızda üstüne er mektubu görülmüştür diye damga basarlardı. Peki Abdullah Öcalan'ın mektubu üzerine mahkum mektubu görülmüştür damgası basıldı mı basılmadı mı?

- Silivri'ye tutuklu milletvekillerini ve İlker Başbuğ'u ziyarete gittim. Üzerimi didik didik aradılar, çakmağımı, bozuk paralarımı bile aldılar. Soğuk bir odada sabahtan demlenmiş bir bardak çay ikram ettiler. Sonra Altan Tan'ın gazetede röportajını okudum. Diyor ki; "İmralı'ya gittik, Öcalan'la görüştük.

Üzerimiz aranmadı. İsteseydik içeri kayıt cihazı bile sokabilirdik.

İki porsiyon da yemek yedik." Genelkurmay Başkanı ve onu ziyaret eden ana muhalefet vekiline yapılan muamele bu, 30 yıldır bu ülkede terörü yöneten birisine yapılan muamele buysa benim söyleyecek başka bir şeyim yok.

Özetin özeti: İnce'nin dosyalı muhalefeti, kim ne derse desin, dinleyenleri etkiliyor...

Hiç yorum yok: