Perşembe, Ağustos 29, 2013

Diktatörlük - Mehmet Yılmaz

Diktatörlüğü tartışırken aklımızda olsun TDK Sözlük te "diktatör" kelimesinin karşılığı "Bütün siyasi yetkileri kendinde toplamış kimse" olarak veriliyor.
Vikipedi'nin tarifi de şöyle: "Devlet içinde tüm yetkileri kendi elinde tutup en üst düzeyde bulunan yöneticidir".
Bir süredir Başbakan'ın da gündeme getirdiği bir tartışmayı yürütürken bu tanımlamalar aklımızın bir köşesinde bulunmalı.

Bakın 16 Haziran 2012'de yayımlanan bir Başbakanlık genelgesinde ne deniliyor: "Kamu kurum ve kuruluşlan (belediyeler ve il özel idareleri hariç) ile sermayesinin yüzde ellisinden fazlası kamu kurum ve kuruluşlanna ait şirketlerin, kendi mülkiyetlerinde veya tasarruflarında bulunan taşınmazlarıyla ilgili olarak; kamu kurum ve kuruluştan, vakıf, dernek veya bunlann şirketlerine, gerçek veya tüzelkişilere; satış, kira, irtifak, takas, tahsis, devir vb. her türlü tasarrufa yönelik işlemleri için Başbakanlıktan izin alınacaktır."

Neden acaba?

Bir hukuk devletinde bu tür işlerin nasıl yürütülmesi gerektiği kanunlarda, yönetmeliklerde yazılı olur, her kademedeki kamu yöneticisinin yetkisi bellidir, onlar da yetkilerini kanun ve yönetmeliklere uygun olarak kullanabilirler.
Bu yetkilerini kullanırken yasa dışına çıkan kamu yöneticilerine hangi işlemlerin yapılacağı, ne tür cezalar verileceği vs. de yine kanunlarda belirtilmiştir.
Bütün yetkiler acaba Başbakanlıkta neden toplandı?

Başbakan, kendisinin seçtiği bakanlara, onlann seçtiği müsteşarlara, genel müdürlere güvenmiyor mu ki her dosya için kendi izninin alınmasını şart koşuyor?

Bunun Başbakanlık'ta nasıl bir dosya yığılmasına neden olabileceğini tahmin etmek de zor değil.

Tabii o zaman akla hemen başka soru geliyor: Acaba kimlerin dosyalan Başbakanlık'ta aylarca bekledi, kimlerin dosyalan iki günde imzalanıp onaydan çıktı?

Günün birinde böyle bir tablo açıklansa kim bilir ne kadar ilginç olurdu. (Tabii belediyelerin ve il özel idarelerinin işlemlerinin neden bu genelgenin dışında tutulduğu da ayrı bir soru.) Tapu dairesindeki çay ocağının bir vatandaşa işletmesi için kiralanmasından tutun da, uçsuz bucaksız arazilere kadar bir sürü işlemin "tek yetkilisi" olmak, nasıl bir şeye karşılık geliyor?

Her konunun "tek yetkilisi olmak", "ala Turka başkanlık sistemi" ile her şeye hâkim olmak istemenin anlamı nedir?

Hiç yorum yok: