Cuma, Eylül 06, 2013

ODTÜ ve Faşizm Üzerine

5 Eylül 2013 Perşembe gününün en ilginç haberlerinden birisi “ODTÜ’de başörtülü kızlara saldırı ve taciz” idi... Gün içerisinde fırsatım olmadığı için eve gidene kadar twitter üzerinden takip ettiğim kadarıyla, ODTÜ’ye girmek isteyen başörtülü kızlara bir grup saldırı ve tacizde bulunmuş ve içeri almamış. Bu tür haberleri seven Yeni Şafak’ın müthiş köşe yazarı Özlem Albayrak arka arkaya twit atarak olayı kınamış, özgürlük(?) ve demokrasiye (???) atıfta bulunmuş.
Eve gidip ilgili videoyu açtığımda ise ortaya gördüğüm manzara, iki başörtülü kadın ve bir adamın bulunduğu yere, ellerinde “ODTÜ’de Cemaat Var” yazılı kartonlar taşıyan birkaç kadın geliyor ve “ODTÜ’de cemaat istemediklerini” dile getiriyorlar. Hatta bir ara, başörtülüler ve protestocu kadınlar aralarında konuyu tartışıyorlar, bazen gülüyorlar sonra tekrar tartışıyorlar. Ama tartışmanın iki tarafında da bağırış, hakaret ve fiziksel temas olmuyor. Güvenlik çağırılıyor, başörtülü kadınlar olayı polise aktarılacağını, özgürlüklerinin kısıtlandığını söyleyerek bölgeden ayrılıyorlar.

1- Ortada fiziksel bir saldırı, taciz ve hakaret söz konusu değil. Beğenmediği bir fikri protesto eden kişiler var… Suç unsuru var mı? Bence hayır

2- Başörtülü kadınlar özgürlük mücadelesinin bayrağı yapıldılar bu ülkede. Ancak, ODTÜ’de o an bulunmalarının sebebi, özgürlük mücadelesi veya öğrencilik faaliyetleri değil, misyonerlikti.

3- Misyonerlik, hangi din adına yapılırsa yapılsın izin verilmemesi gereken bir faaliyettir.

4- Başörtülülerin yapmaya çalıştığı şey, 1991 yılında ODTÜ’ye kayda gittiğimde benim de başıma gelmişti. Okulun yurtlarında yer bulamayan, Anadolu’dan gelmiş gençler ve aileleri, ücretsiz ev ve huzurlu yuva vaadiyle cemaat evlerine davet edilmektedir. Söz konusu evler, talep ettikleri ÖZGÜRLÜKle hiç bağdaşmayan bir sosyal ortama sahiptir. Dolayısıyla, bu özgürlük savaşçıların evlerinde namaz kılan, kuran okuyan bulabilirsiniz ama içki içen veya kız/erkek arkadaşını eve getiren, aşkını fiziksel olarak gösterebilen birilerini göremezsiniz. Ama benim yaşadığım evde söz konusu durum var idi. Ama neyse, ben faşistim yine de…

Gelelim Faşizm tarafına.

Bir insan faşist olabilir. Muhafazakar, liberal, ateist olabileceği gibi. Bir insandan, sadece dini, rengi, yaşam tarzı veya etnik kökeni yüzünden nefret etenlere biz genelde faşist deriz. Mesela ben de faşistlerden nefret ederim. Hırsız, dolandırıcı, tecavüzcü, sorumsuz araç kullanan, havaya silah sıkan, silah taşıyan kim olursa olsun, rengine, dinine, yaşam tarzına ve etnik kökenine bakmaksınız nefret ettiğim gibi. Eeee, ben de faşist miyim?

Konuları tartışırken, ne yazık ki büyük resmi görmemekte direniyoruz. Aynen, büyükşehirde yaşayan, üniversiteye giden genç kızların saçlarını inançları uğruna kapatmalarının anlamı ve arkasındaki direncin tartışılmadığı gibi.

Hiç yorum yok: