Cuma, Şubat 07, 2014

Allah millete rüşvetçinin hayırlısını versin kardeşim - Yılmaz Özdil

İnsanın sınırları var.

Mesela... Kulağımız 20 ila 20 bin hertz arasındaki sesleri duyabilir. 20'den azsa, 20 binden çoksa, duyamayız. Halbuki, o sırada ses vardır. Algılayamayız.

Gözümüz de öyle... Sadece 400 ila 700 nanometre arasındaki ışığı görebiliriz. Sınırlarımızın dışında kalan, kızılötesini, morötesini göremeyiz. Uzaktan kumandanın düğmesine basarız, şak diye televizyon açılır, şak diye kanal değişir, o sırada ışık gidiyor aslında kumandadan televizyona, algılayamayız.

Rüşvet ve yolsuzluk skandali da tıpkı böyle... 87 milyar dolarlık ihale, 100 milyar dolarlık soruşturma, 40 milyar dolarlık karapara, 630 milyon dolarlık avanta gibi rakamlar, asgari ücretle çalışan vatandaşın algılama sınırlarının dışında kalıyor.

Gözünün önünde cereyan etsin, bangır bangır bağır, nafile.

Günde 12 saatten 30 gün çalıştırılıp, sanki lütufmuş gibi anca bin lira maaş ödenen insana, nakit 100 milyon dolar rüşveti, asla tarif edemezsin, algılayamaz. Zaten algılasa... O çalman 100 milyon dolarlar yüzünden kendisinin anca bin lira maaş alabildiğini algılar.

Dolayısıyla, naçizane, algılanabilir ebatta bi rüşvet hikâyesi anlatayım.

İzmir'deki bacanak soruşturması var ya... İşte orada yaşandı.

Rüşveti dağıtan kişiyle, rüşvet zincirinin en küçük halkalarından biri, telefonda konuşuyor. Rüşveti alan arkadaş, rüşveti dağıtana "e hani 10 bin lira olacaktı" diye sitem ediyor. Rüşveti dağıtan "e kaç para yatmış ki" diye merak ediyor. Rüşveti alan, kuruşu kuruşuna söylüyor, "hesaba dokuz bin dokuz yüz doksan beş lira gelmiş" diyor. Rüşveti dağıtan "haaa, beş lira eksik öyle mi" diye soruyor. Rüşveti alan "evet, beş lira eksik" diye tasdik ediyor.
Rüşveti dağıtan mahcup oluyor, "valla onu demek ki banka kesmiş, havale ücreti aldılar herhalde, neyse önemli değil, sen hiç merak etme, ben şimdi on bine tamamlarım onu" diyor.
Rüşveti alan, pek memnun oluyor, "Allah razı olsun" diyor.

Rüşvetçi, beş liranın hesabını soruyor, beş liranın... Varsın o kadarcığı da eksik oluversin, canı sağ olsun demiyor, rüşveti dağıtanın yakasına yapışıyor.

Hakkını arıyor!

Ne diyelim... Allah bu millete, rüşvetçinin "algılama şuuru"nu versin. Amin.

Hiç yorum yok: