Perşembe, Şubat 06, 2014

Ar Damarı Çatlamışların Ülkesi - Cüneyt Ülsever

'Anormalliğin normalleşmesi / normalliğin anormalleşmesi' zaman zaman kullandığım bir kavram.
Türkiye giderek normal olanı anormal, anormal olanı normal bulmaya başladı.
Neden?
Türkiye'ye yön veren siyasetçiler, iş adamları ve gazetecilerin bir bölümünün ar daman çatladı da, ondan! Artık, hedefe giden her şey / her yol mubah! Yönetenler için de, yönetilenler için de! ???
MetroPoll Araştırma Merkezi nin yaptığı saha araştırmasına göre; Türk halkının yüzde 90,9'u "Yolsuzluğa bulaşmış partiye oy vermem" diyor. Aynı araştırmaya göre; halkın yüzde 70,1'i "AKP Hükümetinin bakan ve yakınlarının yolsuzluğa bulaştığına" da inanıyor ama AKP'nin oyları halen en az yüzde 40-45 seviyelerinde! İşte bu durum, anormalliğin normalleşmesidir.
Aynı araştırmaya göre; yolsuzluğa bulaştığına (yüzde 70,1) inanılan hükümet yolsuzluklann kapatılması (yüzde 59,7) için de gayret gösteriyor ama bir paralel devlet de (yüzde 57,3) var! Hükümetin yolsuzluğa bulaşmadığına inanların oranı sadece yüzde 16,8! "Yolsuzluk muhakkak var ama zamanlama manidar!" İnsanları manipüle etme ('yönlendirme), yalanı 'sahih' zannettirme dehası Goebbels bile mezarında Türkiye'deki ar daman çatlamışlar ordusuna şapka çıkarıyordun ???
Müstafi bakan Muammer Güler, oğlunun evinde bulunan kasaların, para sayma makinelerinin, milyonlarla ifade edilen paraların adını bile zikretmeden, "Veremeyeceğim hesap yoktur" diye, memleketi Mardin'de gürlediğinde apışıp kalıyoruz.
Zafer Çağlayan de "Bu kardeşinizin saklı gizli işi olabilir mi?" diye Mersinlilere seslendiğinde, fezlekesinde yer aldığı söylenen 28 kerede toplam 52 milyon dolar rüşvet aldığına, 700 bin liralık saati hediye olarak kabul ettiğine, bazı kanundışı işlerine 'yardımcı olduğu' Rıza Sarraf'ın özel uçağı ile Umre'ye gidip, rüşveti 'sevap' olarak aldığına dair iddialara hiç değinmiyor.
İkisi de, çok ağır ithamlardan aklanmak için zerre kadar gayret göstermiyor.
Sadece üfürüyorlar! Onlann memleketinde bu seviyede utanmayı ayaklar altına almış insanlara ne denir bilmem ama bizim buralarda 'ar daman çatlamış' deniyor! ???
Ancak 'ar damarı çatlatma' konusunda kimse Erdoğan Bayraktar'ın eline su dökemez.
17 Aralık'ın ardında bu zevat aynen şunları söyledi:" .. rüşvet ve yolsuzluk ifadelerinin bulunduğu bir operasyon sebebiyle 'İstifa ediniz ve beni rahatlatacak deklarasyon yayınlayınız' şeklinde tarafıma baskı yapılmasını kabul etmiyorum. Çünkü, soruşturma dosyasında var olan ve yasalara uygun olarak onaylanan imar planlarının büyük bir bölümü Sayın Başbakan 'ın talimatıyla yapılmıştır. Bu nedenle, Bakanlıktan ve milletvekilliğinden istifamı açıklıyorum.
Bu milleti ve vatanı rahatlatmak için Sayın Başbakan 'ın istifa etmesi gerektiğini ifade ediyor, yüce milletimize saygılar sunuyorum
".
17 Aralık sonrası Erdoğan Başbakan'a: "Beraber yürüdük biz bu yollarda!" dedi ve takdir kazandı.
Ancak aynı zevat geçen gün de: "Başbakanımız benim davamın lideridir, maksadını aşan bir şekilde istifa ifadesini kullandım. Bu ifadelerimden dolayı liderimden ve dava arkadaşlanmdan özür dilerim" deyiverdi.
Acaba RTE de Bayraktara: "Beraber götürdük biz bu yollarda!" dedi de can havliyle Bayraktar bütün omurga kemiklerini mi aldırdı?
???
Ahlakın sukut ettiği bu ülkede anketlere yalan / uyduruk / kendisinden beklenen cevaplar verip, sandıkta ise "Yolsuzluk yapsın ama beni de görsün" diyerek oy kullananlar var. "Bal tutan parmağını yalar" "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın." "Devletin malı deniz, yemeyen domuz" Böyle tumturaklı atasözleri kaç ülkede var?
???
"Neysen öyle yönetilirsin!" (Hz.Muhammed - Hadis) "Milletler layık oldukları idarelere kavuşurlar." (Maurice Duverger - Siyasetbilimci)

Hiç yorum yok: