Çarşamba, Şubat 13, 2013

Dertleri Yaşam Biçimimize Müdahale - Mehmet Yılmaz

THY' nin batıdaki -turistik merkezler haricindeki iç hat uçuşlarında içki servisini yasaklamasıyla ilgili eleştirilerden biri de "Bir turist uçakta içki servisi isterse ne olacak" şeklinde.


Tipik bir "El âlem ne der" belirtisi! Batı karşısında yüzyıllardır ezilmiş olmanın yarattığı aşağılık kompleksinin bir tezahürü de diyebiliriz elbette.

Sorun Batılıyla, turistle, el âlemin ne diyeceğiyle ilgili değildir.

Söz konusu yasak bizi ilgilendiriyor, bize yönelik ve bizlerin yaşam biçimimize yönelik bir tehdidi gösteriyor.

Bu yasak, bir işletmenin, kendisini ilgilendiren maliyet hesaplarıyla açıklanabilecek bir şey değil.

Madem içki yasağının uygulandığı hatlarda talep azlığı var, hatta bazı hatlarda iddiaya göre hiç talep yok, o zaman neyin maliyetinden söz ediyoruz?

Her uçağa zaten yüklenen ikram konteynırlarının içine birkaç şişe daha eklenmesi yılda kaç liralık bir benzin tüketimine neden olabilir?

50 bin dolar? 100 bin dolar? Bu kadar bile tutmaz! Bu tasarrufa dikkat eden bir havayolu şirketi kimsenin okumadığı yandaş gazeteleri de uçağa yüklemezdi. Bu tasarrufa dikkat eden bir havayolu işletmesi, kimsenin okumadığı gazeteleri zaten en başında satın da almazdı! Dertleri tasarruf filan değil, yalan söylüyorlar.

Bir tek dertleri var. İnsanları belli bir yaşam biçimine zorlamak! Ya onların istediği gibi yaşayacaksınız ya da yok sayılacaksınız, mümkünse yok olacaksınız.

Bunlar gelecekle ilgili işaret fişekleri! Bir de anayasa değişsin, başımıza bir diktatör "başkan baba" geçsin, görün bakın daha neler olacak.

Hiç yorum yok: