Salı, Şubat 26, 2013

Yaşasın Adalet - Mehmet Yılmaz

İSTANBUL 2. Asliye Ceza Mahkemesi basın davalarına bakıyor.


Elimde mahkemenin iki ayrı kararı var.

Kararlardan biri Yeni Şafak gazetesi aleyhine açılmış bir davayla ilgili. Gazete, 23 Mart 2012 tarihinde, Deniz Feneri davasının eski savcıları Nadi Türkaslan, Mehmet Tamöz ve Abdulvahap Yaren in beraatla sonuçlanan yargılanmalarıyla ilgili bir haber yayımlamış.

Haberin başlığı şöyle: "Tahrifatçı Savcılar Yargıtay'da." Savcılar da bunun üzerine "tahrifatçı" denilerek kendilerine yayın yoluyla hakaret edildiği iddiasıyla suç duyurusunda bulunmuş. İstanbul 2. Asliye Ceza Mahkemesi, haberi "basın özgürlüğü" kapsamında değerlendirerek, sorumlu yazıişleri müdürü ve haberi yazan muhabir hakkında beraat kararı vermiş.

Kararda şöyle deniliyor: "Kovuşturma evresinde kişilerin suçlu olarak damgalanmalarını sağlayacak şekilde yayın yapmak suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla, beraat kararı vermek gerekmiştir." İkinci karar Aydınlık gazetesinde yayımlanan bir haberle ilgili.

Gazetenin 7 Mayıs 2012 tarihli sayısında, Deniz Feneri savcılarının yargılanma aşamasında, "HSYK'nın Tahrifat Yaptığının Belgesi", "Savcıların Savunma Hakkı Kısıtlandı", "İşte HSYK'nın Tahrifat Yaptığı O Belge" başlıklarıyla bir haber yayımlanmış.

Haber Savcı Nadi Türkaslan'ın suçlandığı konunun bir benzerinin kendisine HSYK tarafından da yapıldığını anlatan sözlerine dayanıyor.

Haber üzerine İstanbul Basın Savcılığı re'sen harekete geçmiş, muhabir hakkında "yayın yoluyla hakaret" suçlamasıyla dava açılmış.

Bir önceki örnekte beraat kararı veren mahkeme bu kez muhabiri 11 ay 20 gün hapis cezasına mahkûm edip. kararın açıklanmasını ertelemiş.

Mahkeme kararında şöyle deniliyor: "Yayımlanan haberin, bizzat HSYK'nın şahsi kişiliğine yönelik olduğu, kamuoyu nezdindeki şeref ve saygınlığına saldırıda bulunarak, hukuka uygunluk ve eleştiri sınırının aşıldığı vs." Her iki kararı da okuduktan sonra, eski Türk filmlerindeki gibi "Yaşasın adalet!" diye bağırmak geldi içimden!

Hiç yorum yok: