Salı, Kasım 13, 2012

Başbakan'ın Gizli Ajandası - Mehmet Yılmaz

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, geçenlerde Almanya’ya gitti, orada söylediği sözler ile Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyeliği konusunda ısrarlı olduğunu vurguladı. Hatta Avrupa Birliği’ne süre de verdi: “2023’e kadar üye olamazsak kendimize başka bir yol çizeriz.”

Sonra bir gün aklına birden “idam cezasının gerekliliği” konusu geldi.

Bunu da o günden beri gittiği her yerde tekrarlıyor. Oysa idam cezasının kaldınlması söz konusu olduğunda yeni kurulmuŞ AKP’nin lideri olarak idam cezasının kaldırılmasına, AB üyeliği hedefi için destek olmuştu. 0 vakit “Türkiye AB’nin kenar mahallesi olmamalı, idam cezası tamamen kalkmalı” diyordu.

Şimdi tam tersini savunuyor. Bunu seçimler sırasında vatandaşa verdiği sözler olarak değerlendirmemiz gereken “seçim beyarınamesinde” de hiç söz konusu etmemişti üstelik.

Ama şimdi “Öldürmeler karşısında gerekirse idam cezaları yeniden masaya getirilmelidir” diyor.

Hangisini söylerken samimi? AB üyeliği için bastınrken mi, idam cezasının yeniden konulmasını
tartışırken mi?

Bence ikinci durumda samimi.

AB üyeliği hedefi, Erdoğan için askeri vesayetin kınlması için bir kaldıraç, bir araçtı, başından beri AB’ye tam üyelik hedefi yoktu diye düşünüyorum. Nitekim asker meselesi AB uyum yasalan ve siyasi kararlılıkla çözülünce, AB üyeliği hevesi de tavsadı!

Onun için gayet rahatlıkla idam cezasının yeniden konulması meselesini gündeme getirebiliyor.
Öte yandan bu konudaki referansı da ilginç: İdam cezasının kaldırılmasını ve cinayet suçlularına hapis cezalan verilmesini “devletin cinayet işleyeni affetme yetkisini kullanması” olarak tarif ediyor. “Bu yetki öldürülenin ailesine aittir, bize ait olamaz” diyor. Düzenlemenin “bununla ilgili olarak yapılması gerektiğini” söylüyor.

Dini referans alıyor, “kısas hukuku” istiyor.

2012 yılının sonunda istediği şey, hukuk düzeninin dini kuralları referans kabul etmesi! Ve bunu anayasasında “değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek” laiklik ilkesinin yazılı olduğu bir ülkede yapıyor.

Yıllardır AKP’nin ve Başbakan’ın bir “gizli ajandası” bulunup bulunmadığı tartışılıyor Öyle görünüyor ki güçlendiğini hissettikçe ajandadaki gizlilik de ortadan kalkacak.

Önce başkan olmak istiyor ki bütün gücü eline geçirsin ve ajandada yazılanlar bir bir hayata geçsin.

Hiç yorum yok: