Cuma, Ağustos 15, 2014

ABD Tatili Gezi Notları 7 - Beşinci Gün (Los Angeles)

18 Nisan 2014 Cuma

Stüdyolar, film platoları, ünlülerin evleri gibi görülmesi gerekenler statüsüne alınmış başlıklar bizi pek ilgilendirmediği ve bunun dışında çok da yapacak bir şey kalmadığı için bir gün kısalttığımız Los Angeles turumuzun bu son gününe Tripadvisor'dan işaretlediğimiz; Venice Cannals, Venice Beach, Natural History Museum, California Science Centre, Griffith Observation Centre ve Universal CityWalk noktalarına yetişmek için erkenden kalktık.

Venice Plajı
Resmin Çeklidiği Nokta İçin Tıklayın
İlk durağımız Venice Beach oldu. Bu ünlü plaj pasific kıyısında boylu boyunca uzanan ve 12 ay boyunca deniz ve dalga sevdalılarını ağırlayan keyifli bir gezi mekanı. Gittiğimiz gün hava epeyce serin olmasına karşın denizde onlarca sörf tutkunu güzel bir dalga gelir heyecanıyla tahtalarının üzerinde bekleşiyorlardı. Serin havada denize giren çocuklar ise ayrıca içimi üşütmedi değil.

Arabanız ile gittiğinizde biraz dolaşarak, 1 USD yükleme yaparak park edebileceğiniz alan bulmanız mümkün. Plaja yakın yerlerde yeme ve içme ihtiyaçlarınızı da rahatlıkla karşılayabilirsiniz.

Venice Fishing Pier
Resmin Çeklidiği Nokta İçin Tıklayın



Plajdan okyanusun 50 metre kadar içerisine giden seyir ve balıkçılık iskelesi çok keyifli bir manzara sunuyor. Burada da, tüm gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, yapılan her yatırımın öncelikli özelliğinin İNSAN ODAKLILIK olduğunun izlerine rastlıyorsunuz. Özellikle engelliler için her şey düşünülmüş. Yanda da göreceğiniz üzere, seyir ve balık tutmak için engelliler düşünülerek, ahşap dayanaklar kısaltılmış.





Venice Kanalları
Resmin Çeklidiği Nokta İçin Tıklayın


Keyifli okyanus manzarasını arkada bırakarak, güneş bulutların arasından çıktığında yakan, saklandığında ise üşüten havanın değişkenliğine küfrederek, üzerimizdeki montları bir giyip, bir çıkartarak Venice kanallarına daldık. Yapay oluşturulmuş kanalların arasındaki mükemmel evler seyir için bile fazla lüks. Yaşamak için ise ideal.




Los Angeles'ta tarih yok falan diyoruz ama, zaten 1850 yılında kurulmuş bu şehirde bulabileceğiniz en eski eserlerinden birisidir Venice Kanalları. Tarihi 1905 yılına gidiyor. O tarihlerde Venedik'teki kanallara özenenler bu bölgeyi inşa etmiş. İyi de yapmışlar. Çok keyifli ve dinlendirici bir yürüyüş oldu. Bir not; yayınladığım resimlerde göremiyorsunuz ama insanlar gerçekten yaşıyorlar bu evlerde ve neredeyse her evin küçük bir de iskelesi ve önünde bağlı bir kanosu var.


Gelelim şehir gezilerinin olmazsa olmazı müzelere; Los Angeles'a bir Londra muamelesi elbette çekemeyiz. Ama çok sayıda, belki de yüzden fazla, müze var. Fakat gelin görün ki, bu müzelerin neredeyse tamamı özel ve küçük ölçekli (hatta çoğu sinema sektörüne dair) müzeler. Biz de zaman darlığı ve lokasyon sorunu nedeniyle çok iyi bir tercih yaparak Los Angeles merkezine yakın olan Exposition Bulvarı üzerindeki Natural History Museum ve California Science Center'ı ziyaret ettik. Toplu ulaşımla veya aracınızla rahatlıkla bulabileceğiniz, park sorunu olmayan
bu bölgede zamanın ne kadar hızlı geçtiğini aklınızda bulundurun.

Eğer Londra'da Natural History Museum'a gittiyseniz, aynı müzenin daha dar kapsamlı Los Angeles versiyonunda vakit kaybetmenize ve para ödemenize gerek yok. Ama yine de görmek isterseniz, yandaki ve üstteki resimde de göreceğiniz üzere doğal yaşama alanlarındaki vahşi hayvanların balmumu heykelleri etkileyici olabilir. Yine Londra'dan farklı olarak, dışarıdan içerideki çalışmaları da görebileceğiniz bir arkeoloji laboratuvarı bulunmakta.


Natural History Museum'dan çıktıktan sonra, eğer mevsim uygun ise muhteşem bir gül bahçesinden geçerek Science Center'a ulaşabilirsiniz.

Science Center içerisinde ücretsiz gezilebilecek bölümler de var ama asıl olay perdenin arkasında.. Ücretli olarak girilen ve bir labirent misali çeşitli bilimsel gerçeklerin prensiplerinin canlandırıldığı maket ve deneylerin sergilendiği, özellikle çocukların dikkatini çeken oyun ile bilim felsefesinin işlendiği pavyonlar çok eğlenceli.


Onlarca pavyonda, gezerek ulaşacağınız ve gezinin en heyecanlı yeri en sona saklanmış. 1992 - 2012 yılları arasında 25 kez uzaya çıkmış Endeavour uzay mekiğinin sergilendiği bölüm en çok ziyaretçi çeken bölüm bu merkezde.


Grand Canyon için kullandığım ifade Endeavour için de geçerli. "Kesinlikle çıplak gözle görülmeli".

İyi ki zaman ayırmışız, iyi ki gezmişiz.
Griffith Gözlem Merkezi
Resmin Çekildiği Nokta İçin Tıklayınız
Akşam gezmesi öncesindeki son durak olarak şehrin kuzeyinde yer alan ve ünlü HOLLYWOOD imgesinin de izlenebildiği ama bence ondan daha güzel bir orman ve şehir manzarasına sahip Griffith Park içerisindeki gözlem merkezini seçtik. 1930'lu yıllarda kurulan bu merkez, bağışçısı iç adamı Griffith Jenkins Griffith'in adını taşıyan park içersine kurulması nedeniyle Griffith Gözlem Merkezi olarak isimlendirilmiştir.
Griffith Gözlem Merkezi'nden LA Manzarası
Resmin Çekildiği Nokta İçin Tıklayınız

Muhteşem sakinlikte ve güzellikteki parkın içerisinde dolambaçlı bir yoldan çıkarak ulaşabileceğiniz gözlem evinde otopark bulunmakla beraber, çıkışta yakın bir yerde yol üstüne aracınızı da bırakabilir ve temiz havada yürüyebilirsiniz. Ücretsiz girebileceğiniz gözlemevine ulaştığınızda sizi karşılayan geniş açı Los Angeles manzarasını bir süre izleyerek dinlenebilirsiniz. Şehrin kuzey doğusu, şehir merkezi ve Pasifik kıyısını da içine alan çok geniş bir görüş açısı var.


Gözlemevindeki iki teleskop aktif olarak çalışmakta ancak, bilimsel araştırmalardan ziyade ziyaretçiler için aktif tutulmaktadır. Gezerken ilk uğradığınız ana hol içerisinde, bir süre gözünüzü alamayacağınız ve dünyanın eksenindeki dönüşünü temsil eden rotasını görmek için her 7 dakikada bir aşağıdaki blokları düşürüşünü görmek isteyeceğiniz sarkaç (Foucault Pendalum) göreceksiniz. Sağlı sollu uzanan iki ayrı salonda ise çeşitli fizik kurallarının ve uzaya dair fenomenlerin örneklerini görebileceğiniz alanlar ile vakit geçirebilirsiniz. Arzu ederseniz bina içerisindeki restoranda bir şeyler atıştırabilirsiniz.
Universal Citywalk
Griffith Park'ta dinlendikten sonra, akşam yemeği için seçtiğimiz ve plana sonradan dahil ettiğimiz Universal Citywalk'a geçtik. Kısa bir yolculuktan sonra ulaştığımız Citywalk'ta ilk dikkatimizi çeken, çok büyük otoparkı oldu. Çok yürümek istemeyenler için ücreti daha yüksek ayrı otoparkların da bulunduğu bu küçük şehir, Universal Studios tarafından kurulmuş, yeme-içme ve hediyelik alışverişi üzerine hizmet etmekle beraber, içerisinde ayrıca bir konser alanıda bulunduruyor. Burası için iki önemli not; çok kalabalık ve sigara içebileceğiniz hiç bir yer yok. Ayrıca 100 USD karşılığında iFly ile güvenli bir ortamda gerçek serbest düşüş deneyimi yaşayabilirsiniz.

Ve bir yorucu gün daha bitti. Yarın, uzun ama çok keyifli bir yolculuğa çıkacağız. Zamanında yatmalı.

Hiç yorum yok: