Cuma, Ağustos 08, 2014

Kucağı Herkese Açık "Affedersiniz" Sunni-Türk - Mehmet Yılmaz


Kucağı herkese açık 'affedersiniz' Sünni-Türk Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "affedersiniz Ermeni" olmadığını öğrendik.
"Affedersiniz Rum" olmadığı gibi, "affedersiniz Yahudi" de sayılmaz zaten.


Gerçi kendisi aile köklerinin "affedersiniz Gürcü" olduğunu açıklamıştı daha önce ama, önceki gün öğrendik ki "affedersiniz Gürcü" olmaktan da vazgeçmiş.
Kendisini "affedersiniz Türk" ve "affedersiniz Sünni" olarak tanımlıyor ki affedersiniz ama ne önemi var?


İnsanların dinini, milletini kurcalamanın ne âlemi var zaten? "Yaradılanı Yaradan'dan ötürü" sevmiyor muyduk?
Ben sadece insanların değil, paranın da milliyetiyle, diniyle ilgilenmem mesela.

Hatırlayan vardır mutlaka, daha önce Başbakan da söylemişti zaten, "Paranın dini, milleti olmaz" diye. Ben de o günden beri onun gibi düşünüyorum.


"Başbakan ile aramızda bir ortak nokta olsun bari" diye düşündüm ve baktım en kolayı bu! Onun için cüzdanımda 100-150 dolar, 50-60 sterlin, 60-70 Euro mutlaka bulunuyor.
Bir de gittiğim ülkelerden dönerken arta kalan ve hiçbir işe yaramayan paralar var. 40 ruble, 50 baht, 250 tenge, 5 yen, 65 rupi! Bir miktar gravni de vardı ama, nereye koyduğumu bulamıyorum.

Gördüğünüz gibi bunlar arasında hiçbir ayrım yapmıyorum. Onun rengi yeşil, bunun rengi mor, şunun üzerindeki resim daha güzel diye bir tercihim olmuyor.
Tıpkı Başbakan'ın da böyle bir tercihi olmadığı gibi! Ama aramızda "affedersiniz stok büyüklüğü" ile ilgili farkları da teslim etmem gerek.

Mesela benim döviz stokum cüzdanımda küçük bir yer işgal ediyor ve "sıfırlama" ihtiyacı duyduğumda iki arkadaşımı alıp, bir lokantada rakı-balık yapmak işimi görüyor. Her şeyi sıfırlıyorum ve doğrusunu isterseniz bu da insana bir ferahlık veriyor, yeniden toplamaya başlama isteği ve motivasyonu da cabası! Başbakan'ın stoku tabii daha büyük ve bu işle görevlendirdiği akrabası da biraz beceriksiz olduğu için "paralarını sıfırlaması" hayli zaman alıyor. Sabahın köründe başlıyorlar dağıtmaya, yatsı namazına kadar bitiremiyorlar. Çocuğun geri kalanı bitirmek için bulduğu formül "dahiyane": Beş-on tane ev alalım! Eğitimli insanın hali bir başka oluyor tabii, kendisi "affedersiniz Amerika'da", Harward'da öğrenmiş bütün bu iş bitirme taktiklerini!

 

Bir de "kucağa oturtma" işi var ki, ben bunu da yapamıyorum. Evet, ben de "affedersiniz övünmek gibi olmasın Sünni"yim ama demek ki her Sünni bu kucağa oturtma işinde ehil olamayabiliyor.
Sanırım insanların beni soğuk bulmalarının nedeni de bu konudaki beceriksizliğim.


Adamın biri 50 milyon dolar getirecekken 10 milyon dolar bulabilmiş, toplamış parayı gelmiş, baba eliyor ki "Sakın alma, gitsin toplasın, nasıl olsa kucağımıza oturacak"! Adamın yaptığı terbiyesizlik tabii! Koskoca "affedersiniz Başbakan" ile dalga mı geçiyorsun sen? Sen kimsin ki bunu aklından geçirebiliyorsun? Eyy ahmak, akıllı ol, bornozunu çıkar, seçime gir! Ama Başbakan'ın yüce gönüllülüğünün de hakkını vermemiz gerek.


Neyse, zaten bütün mesele gördüğünüz gibi insan sevgisiyle alakalı. İnsanları sevelim, kucaklayalım, hepsini birleştirip havuzlar kurduralım, öyle bereketli havuzlar olsun ki fışkiyelerinden para aksın, daha güçlü olalım!

Hiç yorum yok: