Salı, Mayıs 21, 2013

BRÜKSEL KRİZİNİN PERDE ARKASI - Mehmet Tezkan

Adına; Kılıçdaroğlu Swoboda çekişmesi mi dersiniz.. Atışması mı, restleşmesi mi.. Ne derseniz deyin ama bi gariplik olduğu belliydi.. Saçma sapan bi durumdu..

Bir ülkenin ana muhalefet partisi lideri, kendi ülkesinin başbakanı hakkında birtakım sözler sarf ediyor..

Ağır diyelim..

Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkanı lafını geri al diye tepki gösteriyor..

Acayip değil mi? Sanki sözün muhatabı!.. Bu acayip durum nedeniyle biraz bekledim.. İşin içinde bit yeniği vardı.. Vardı da neydi?

*

Krizin veya skandalin üzerine atlayan çok oldu.. Yine CHP'yi dövmeye kalktı diyecekler ama vallahi billahi dayanamadık, baksanıza Sosyalist Gnıp Başkanı bile dayanamamış mealinde çok yazı okudum..

Hatta Swoboda makarna kömür almadığı için yandaş olmadığına göre CHP kendine çeki düzen versin diyen de çıktı..

Swoboda'nın CHP karşıtlığı kömür kadar basit, makarna kadar hafif değilmiş.. Arada koskoca Siemens varmış..

Nasıl mı varmış?

Şöyle.. Siemens'in bazı ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de de rüşvet dağıtarak iş yaptığı ortaya çıkmıştı..

Siemens yalanlamadı..

Kabul etti..

Üzerine gidilmediği için rüşveti kim verdi kim aldı ortaya çıkmadı.. Çıkmadı ama Siemens suçunu kabul edip tazminat bile ödedi..

Bize değil tabii..

ABD'ye...  Şöyle.. ABD'de ve Almanya'da açılan soruşturmalar nedeniyle uzlaşmaya gitti.. 1.3 milyar dolar ceza ödedi..

Yunanistan bile tazminat aldı..

*

O tarihte Türkiye'deki rüşvet meselesinin üzerine giden kişi Kılıçdaroğlu'ydu..

Tamam da Swoboda'nın bu işle ne ilgisi var diyeceksiniz?

CHP'nin iddiasına göre; eşi, Türkiye'nin de dahil olduğu bölgenin sorumlu yönetim kurulu üyesiymiş..

Husumet buradan kaynaklanıyormuş..

*

Swoboda bu konuda da yazılı açıklama yapar herhalde!.

Hiç yorum yok: