Pazartesi, Mayıs 27, 2013

Erdoğan'ın paramiliter rejim muhafızları - Mehmet Yılmaz

BİREYSEL özgürlüklerin, toplumun saadeti ve refahını sağlamak gerekçesiyle devlet eliyle ortadan kaldırıldığı ya da sınırlandığı rejimlere totaliter rejimler deniliyor.


İlk kez Mussolini kullanmış bu kavramı, İtalyan halkının geleceğini kurtarmak için yeni bir toplum inşa edeceklerini anlatırken! Bu rejimlerin en belirgin özelliği liderin tek güç olmasıdır.

Her şeyi o bilir, her şeyi yapma hakkını da kendinde görür, kimseye hesap vermek, açıklama yapmak zorunda da değildir.

Onun gözüne girenler siyasette, iş hayatında, üniversitelerde vs. yükselirler.

Her iş onun ağzına bakar, onun bir işaretiyle kararlar değişir, hukuku tek başına o temsil eder.

İslamcı faşizmin, totaliter İslam'ın en belirleyici özelliklerinden biri de kafayı vatandaşlarının ne yiyip, ne içtiğine takmasıdır.

Günümüzde bu rejimlerin dünyanın değişik yerlerinde örnekleri var, bir tanesinin de Türkiye'de tesis edilmesine çalışılıyor.

Bunun bir adımı da geçenlerde atıldı, şimdilik önemsiz görünüyor, uygulanmasında sorunlar olacağı en başından belli ama her adım, bir sonraki adımın hazırlayıcısıdır, bunu akılda tutmak gerek.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, içki yasakları ile ilgili kanun değişikliklerini ve gece yarısı baskınıyla yapılan değişiklikleri savunurken şöyle diyor:

"Affedersiniz ufacık çocukların şaribül leyli ven nehar olmasını istemiyoruz. Yani gece-gündüz içen, gece-gündüz böyle sekr halinde kafa kıyak dolaşan, böyle bir nesil istemiyoruz. Uyanık olacak, diri olacak, bilgiyle mücehhez olacak, böyle bir nesil istiyoruz.  Bunun adımlarını atıyoruz".

Başbakan'ın içki içenler için argo sözler kullanması elbette kendi terbiye seviyesi ile ilgili ve ne yazık ki artık bunu düzeltmek için çok geç. İyi bir gençlik yetiştirmek istiyor ama dilinden argo sözler düşmüyor, ne diyeyim bilemedim, bunu geçelim.

Başbakan daha önce de devlet eliyle genç nesiller yetiştirme hevesinden söz etmişti. Bu zaten totaliter bir rejimin olmaz ise olmazı sayılır.

Onun için bu meseleyi tartışırken "Türkiye'de bir alkolizm sorunu yok ki" diye izahata girişmek anlamsız.

Kafalarını taktıkları mesele ülkemiz insanlarının ya da gençlerinin alkol sorunu değil.

Dertleri toplumu yeniden dizayn etmek, toplum mühendisliği yapmak. Kafalarındaki islamcı hayat tarzını, gerekirse faşizan yöntemleri de hiç ihmal etmeden dayatmak. Başka hayat biçimlerine bu toplumda yer olmadığının mesajını vermek, herkesin kendine çekidüzen vermesini sağlamak.

Dertleri budur, alkolizm filan bahanedir.

Biliyorsunuz, 10 bin kişilik "polis olmayan ama polis gibi silah taşıyabilecek" bir paramiliter ordu da kuruyorlar.

Bunlar şimdilik üniversitelerdeki kafalarına göre aykırı buldukları çocukları dövmekle işe başlayacaklar, sonra elbette başka görevleri de olur.

Böyle rejimler her zaman "rejim muhafızlarına" ihtiyaç duyarlar, bu 10 bin kişilik paramiliter ordu da Erdoğan'ın rejim muhafızlarının çekirdeği olacak belli ki.

Hiç yorum yok: